ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLEN ÜROLOJİK PROBLEMLER
İNMEMİŞ TESTİS:
Yumurtalardan biri veya her ikisinin, doğumdan sonra torbada bulunmama halidir. Doğumdan sonraki ilk 10-12 ay içinde, kendiliğinden torbaya inme ihtimali mevcuttur. Eğer bu sürede yerine inmezse mutlaka ve gecikmeden tedavi edilmelidir. Tedavi, genellikle, ameliyatla yumurtayı torbaya indirip, orada tesbit etmektir.
İnmemiş testis, tedavi edilmediği takdirde; kısırlık, yumurta kanseri, yumurta torsiyonu gibi önemli sorunlar doğurabilir. Ayrıca, inmemiş testisle beraber genellikle fıtık da mevcuttur. Ameliyat sırasında fıtık da onarılmış olur.
Bazen, hareketli ve inip çıkan yumurtalar, yanlışlıkla inmemiş testis zannedilebilir. Bu ayırım, mutlaka üroloji uzmanınca muayene edilerek yapılmalıdır.
HİDROSEL (SU FITIĞI):
Karın içi boşluğu ile yumurta torbası arasında yer alan kanaldaki karın içi zarı bağlantısının doğumdan sonra açık kalması ile oluşur. Bir ya da iki yumurtanın çevresinde, zaman zaman veya sürekli sıvı birikimi ile kendini gösterir. Aileler, genellikle, “çocuğun yumurtası/torbası şişti” ifadesiyle gelirler.
Titiz bir muayene ile teşhis konduktan sonra, genellikle ilk bir yaşın sonuna kadar şişliğin kaybolması ve kendiliğinden şifa bulması beklenir. Düzelmediği takdirde, küçük bir operasyonla problem halledilir.
SÜNNET DERİSİ PROBLEMLERİ:
Doğumdan sonraki aylar veya yıllar içinde, sünnet derisi hemen altındaki penis başına sıkı bir yapışıklık hali gösterir. Bu durum normaldir ve giderilmesi için bir çabaya gerek yoktur. Ancak bazen, sünnet derisi ucundaki delik ileri derecede dar olur; hatta bu durum idrarın rahatça yapılmasını engelleyebilir. Bazen de dar olan sünnet derisinin altında mikrop üreyerek iltihaba ve akıntıya sebep olur.
İşte bütün bu durumlar, bir ürolog tarafından değerlendirilip acil tedavisi yapılmalı, daha sonra ise, eğer gerekliyse çocuk sünnet edilmelidir. Tümüyle geri sıyrılamayan her sünnet derisi, mutlaka sünnet gerektirmez. Bu kararı, muayene sonrasında ilgili hekim vermelidir.
(Ayrıntılı bilgi için, sitemizdeki “Tüm Yönleriyle Sünnet” başlıklı makaleye bakınız.)
HİPOSPADİYAS (Peygamber Sünneti ?) :
Yanlışlıkla “peygamber sünneti” diye ifade edilen hipospadiyas, idrar deliğinin kamışın ucuna değil de, daha aşağıda bir noktaya açılması halidir. 300 erkek çocuktan birinde görülür. Hafif ve ağır dereceleri vardır. Ağır durumlarda; idrarın ileri doğru ve düzgün yapılamaması, kamışın sertleşince bükük kalması, meninin istenilen yere boşalamaması gibi ciddi problemler doğurur. Hafif dereceli hipospadiyas ise, kozmetik bir kusur olduğundan, çocuğun ve ilerideki yıllarda genç erişkinin psikolojik durumunu bozar.
Hipospadiyasın tek tedavisi, deneyimli ellerde yapılacak titiz bir ameliyattır. Ameliyatta vücut dokuları kullanılarak, yarım kalan idrar kanalı tamamlanır ve kozmetik kusur giderilir. Başarılı bir ameliyat sonrasında organ, sünnetli normal bir çocuk penisinin görünüm ve işlevini kazanır.
Hipospadiyaslı çocukların, ameliyattan önce asla ve asla sünnet olmamaları gerekir! Ameliyat için en uygun zaman, 1-2 yaş arasıdır.
(Ayrıntılı bilgi için, sitemizdeki “Hipospadiyas” başlıklı makaleye bakınız.)
İŞEME BOZUKLUKLARI:
Çocukluk çağında sık rastlanan, ancak genellikle ihmal edilip ciddi problemler doğurduğunda farkedilen bir durum da işeme bozukluklarıdır. Gece veya gündüz idrar kaçırmaktan, zor ve sıkıntılı işemeye; uzun süre idrarını tutmaktan sık sık tuvalete gitmeye kadar değişik tablolarla karşımıza çıkan bu bozukluklar, mutlaka titiz ve ayrıntılı bir ürolojik araştırma gerektirir. Sebebe yönelik tetkikler sonucunda genellikle tedavi edilebilir; ancak bir kısım vakalarda tedavi zor ve zaman alıcıdır.
İşeme bozuklukları önemsenmeyip ihmal edilirse, bazen, ciddi böbrek iltihapları, organ kayıpları, hatta böbrek yetmezliği gibi tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Aman dikkat, yarın geç olmasın!
(Gece yatak ıslatma hakkında ayrıntılı bilgi için, sitemizdeki “Enurezis nokturna” başlıklı makaleye bakınız.)