Doğum Kontrolü

25 Haziran 20120

Prof.Dr. Ali İhsan TAŞÇI’nın “Cinsel Eğitim” Kitabından alınmıştır.
DOĞUM KONTROLÜ

İnsanlık tarihinde üreme ve sayısal çokluk, güçlü olmanın en önemli belirtisi olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle üreme teşvik edilmiştir. Genellikle çok çocuğu olan erkekler güçlü, kadınlar da değerli görülmüştür. Ancak annenin sağlığı düşünüldüğünde ve ailenin ekonomik durumu çocuklarını yetiştirmede yetersiz kaldığında da üremeyi kontrol edebilme arzulanmıştır. Üremeyi kontrol edebilmek için tarih boyunca, bazıları insanı şaşkınlık içinde bırakan çok çeşitli yöntemler uygulanmıştır. Çağımızda da teknolojik gelişmelere paralel olarak üretilen yeni ilaçlar ve yöntemlerle üremeyi daha kolay ve etkili biçimde kontrol etmek mümkün olmuştur.

Doğum kontrolü hakkındaki düşünceler, günümüzde oldukça farklılıklar gösterir. Bir uçta, üremeye hiç bir şekilde müdahale edilmemelidir düşüncesi bulunur. Hatta üremeye yönelik olmayan cinselliğe dahi iyi gözle bakılmaz. Diğer uçta ise çocukların sayısı, aralığı ve zamanı karı-kocanın arzusuna uygun olmalıdır görüşü bulunmaktadır. Hatta arzulanmayan gebeliklerde kürtaj, bir kadın hakkı olarak savunulur.
Eşlerin birbirlerine sevgilerini göstermeleri için yarım düzine çocuk sahibi olmaları gerekmediği gibi, daha ne olduğunu anlamadan bir kaç çocuk annesi olmuş genç kadının uykusuz, yorgun, gergin ve şaşkın bakışları da arzu edilen bir şey değildir.

Doğum kontrolü için uygulanacak yöntem, ailenin dini, ahlaki değerlerine uygun ve kişinin sağlığına da zararsız olmalıdır. Etkili ve sağlıklı doğum kontrolü yöntemi uygulandığında çeşitli yararlar sağlanabilecektir:

· Ebeveynler çocukların yetiştirilmesine ve eğitimine daha çok vakit ve enerji ayrılabileceklerdir.
· İstenmeyen gebelikler ve bunun sonucu kürtaj ihtimali azalacaktır.
· Art arda oluşan gebeliklerin kadın sağlığına olumsuz etkileri olmayacaktır.

Doğum kontrolü için, kadın veya erkeğin üreme fonksiyonunun her hangi bir aşamasının engellenmesi gerekmektedir. Bu amaçla, yumurta ve sperm hücrelerinin üretimi, iletimi, bu hücrelerin birbirleriyle karşılaşması, döllenme ve döllenmiş yumurtanın rahime yuvalanması önlenmeye çalışılmaktadır. Döllenmiş yumurta rahime yuvalandıktan sonra gebeliği engellemenin tek yolu kürtajdır. Ancak, kürtaj hiç bir zaman doğum kontrol yöntemi olarak düşünülmemelidir.

Doğum Kontrolü Hakkında Bazı Yanlış Kanaatler

Cinsel ilişkiden sonra vaginanın yıkanması (vaginal lavaj) hamileliği önler!

Cinsel ilişkiden sonra vaginanın yıkanması ile hamileliğin önlenebileceği düşüncesi hem eski yıllarda hem de günümüzde bazı toplumlarda kabul görmektedir. Bu amaçla sirke, deterjan, limon suyu kullanılmış, son yıllarda da kola gibi çeşitli meşrubatlar kullanılmaktadır.

İlişkiden hemen sonra, spermler rahim boynunu aşarak rahmim içine girerler. Boşalma olur olmaz vaginanın tamamının iyice yıkanması gebelik ihtimalini azaltabilir. Ancak, ne kadar hızlı hareket edilirse edilsin, bu uygulamanın gebeliği önleyeceğini düşünmemek gerekir.

· İlk cinsel ilişkide hamilelik olmaz!

İlk cinsel ilişkide kızlık zarının yırtılması ve kanama nedeniyle hamilelik oluşmayacağına dair yanlış bir inanış vardır. İlk ilişkide de eğer yumurtalama günlerine denk düşmüşse, hamilelik ihtimali söz konusudur.

· İlişkiden sonra ayağa kalkılırsa hamilelik önlenir!

İlişkiden sonra kadın ayağa kalkarsa spermler rahim içine giremeyecek, böylece hamilelik oluşmayacaktır düşüncesi günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bazı kadınlar da hamilelik arzu ettiğinde cinsel ilişkiden sonra yataktan kalkmazlar. Hatta kalçalarının altına yastık koyarak, saatlerce yatakta bekleyen kadınlar seyrek değildir.

Ayağa kalkmak spermlerin rahim içine girişini engelleyemez. Belki hemen ayağa kalkmakla bir miktar meni dışarı akabilir. Ancak vaginada kalan meni, hamilelik için yetecektir.

Orgazm olunmasa hamilelik oluşmaz!

Bazıları, kadının hamile kalması için orgazm olması gerektiğine inanırlar. Orgazm sırasında vagina çevresinde ve rahim duvarındaki kasların kasılması, spermin rahme girişini kolaylaştırdığı düşünülmektedir. Ancak bunun fazlaca bir etkisi yoktur. Kaldı ki, orgazm olunmasa da spermler kolayca rahim içine girerek hamilelik oluşturabilirler.

Doğum Kontrol Yöntemlerinin sınıflandırılması

1- Kısırlaştırma yöntemleri

· Tüplerin bağlanması (tüp ligasyonu)
· Sperm kanallarının bağlanması (vazektomi)

2- Hormonal yöntemler

· Ağızdan kullanılan haplar (Oral kontraseptifler)
· Deri altına uygulanan implantlar (Norplant)
· Enjeksiyon yöntemleri (Depo-provera, Testosteron)

3- Bariyer metotları

· Prezervatif
· Diyafram
· Sperm etkisizleştirici maddeler (krem ve köpükler)

4- Rahim içi araçları

5- Doğal Metotlar

· Azil yöntemi
· Takvim yöntemi
· Emzirme

KISIRLAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

Kısırlaştırma erkekte meni kanallarını, kadında tüplerin bağlanması şeklinde yapılır. İşlemden sonra aile tekrar çocuk sahibi olmak isterse ya mikrocerrahi yöntemlerle kanalların tekrar açılmasına yönelik ameliyat olmak, ya da tüp bebek yaptırmak zorundadır. Her ikisinde de başarı oranı yüksek değildir. Karar verirken işlemin kalıcı olabileceğini bilmek ve kabul etmek gerekir.

Avantajları:

· Doğum kontrolünde en etkili yöntemdir.
· Başarı için kişilerin dikkat ve hassasiyetini gerektirmez.
· Hormonal yöntemler ve rahim içi araçlara göre yan etkisi azdır.

Dezavantajları

· Kalıcı bir yöntemdir.
· Cerrahi bir işlem gerektirir.
· Moral değerlerle çatışma ihtimali fazladır.

Tüplerin Bağlanması (Tüp Ligasyonu)

Kadınların kısırlaştırma ameliyatı, yumurta hücresini yumurtalama olduktan sonra içine alarak, rahime taşıyan her iki tüpün bağlanmasıdır. İki şekilde yapılmaktadır:

1- Açık cerrahi yöntem: Karnın alt kısmı kesilir, tüpler bulunur ve bağlanır. Tek başına tüpleri bağlamak için bu yöntem tercih edilmez. Daha çok sezeryan ameliyatı ile aynı seansta veya başka bir ameliyat sırasında uygulanır.

2- Kapalı cerrahi yöntem: Karın duvarında açılan küçük bir delikten karın içine ışıklı kamera sokulur ve tüplerin yeri tespit edilir. Aynı delik, veya başka bir delikten sokulan özel aletlerle tüpler bağlanıp kesilir. Endoskopik cerrahi yöntem olarak da adlandırılan bu işlemde kesi olmadığından, ameliyat süresi kısa, hasar az ve iyileşme çabuk olur.

Sperm Kanallarının Bağlanması (Vazektomi)

Erkeklerin meni kanallarının bağlanması ile yapılan kısırlaştırma işlemidir. Genel anestezisiz, lokal uyuşturma ile yapılabilen küçük bir ameliyattır. Ameliyattan sonra kesin kısırlık sağlanır. Sadece bin vazektomiden ikisinde kanalların kendiliğinden tekrar açılması söz konusu olabilir. Son yıllarda hiç kesi yapmadan da vazektomi yöntemleri geliştirilmiştir.

Vazektomiden sonra meni kanallarının tamamen spermlerden temizlenmesi için 10-15 kez boşalmanın olması gerekir. Bu nedenle, vazektomiden sonra spermiogram testi yapılarak meninin spermsiz olduğu tespit edilmelidir. Ancak bu şekilde kısırlığın oluştuğu anlaşılabilir. Bu aşamaya kadar başka bir doğum kontrol yöntemi uygulanmalıdır.

HORMONAL YÖNTEMLER

Üreme fonksiyonunda da beynin hipofiz bölgesinden, yumurtalıktan ve embriyodan salgılanan hormonlar kan yoluyla etki edeceği organlara giderek görevlerini yapmaktadırlar.

Hipofizden salgılanan hormonlar (FSH, LH) kadında yumurtalığa etki ederek östrojen ve progesteron adlı kadınlık hormonlarını, erkekte yumurtaya etki ederek testosteron adlı erkeklik hormonlarını salgılatırlar. Bu hormonlar üremenin hemen her aşamasında etkilidirler. Üremede rolü olan hormonların, salgılanmaması veya yetersiz salgılanışı kısırlığa neden olur. Bazı ilaçlarla üreme hormonların dengesi bozularak veya etkisi ortadan kaldırılarak doğum kontrolü sağlanabilmektedir. Bu yolla doğum kontrolü sağlamaya hormonal yöntemler denilmektedir. Bu amaçla kullanılan ilaçların kendileri de sentetik hormonlardır.

Doğum Kontrol Hapları

Östrojen ve/veya progesteron içeren doğum kontrol hapları tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Düzenli kullanıldığında başarısızlık ihtimali %1’den azdır.

Etki Mekanizması:

· Yumurtalıkta olgunlaşan yumurta zarının çatlamasını önleyip, yumurtalamayı engellerler.
· Rahim ağzında bulunan salgıyı (mukus) kalınlaştırarak spermlerin yukarı geçişini önlerler.
· Rahmin iç tabakasının özelliklerini bozarak, rahme kadar gelebilmiş döllenmiş yumurtanın rahme yuvalanmasına engel olurlar.

Doğum kontrol hapları iki tiptir:

· Kombine haplar: Sentetik östrojen ve progesteron içerirler.
· Saf haplar: Sadece sentetik düşük doz progesteron içerirler.

Saf haplar östrojenin yan etkilerinden kaçınmak için geliştirilmiştir. Ancak düzensiz kanama oluşturma ihtimalleri daha fazladır. Başarısızlık ihtimali %2-8’dir. Bu nedenle emziren anneler gibi östrojen kullanılmasının riskli olduğu durumlarda tercih edilmektedirler.

Doğum kontrol haplarının etkili olabilmeleri için düzenli kullanılmaları gerekir. İlaçlar 21 veya 28 hap içeren kutularda satılmaktadır ve düzenli kullanımı için günlere göre işaretlemeler ihtiva ederler. 21 tabletlik kutularda, üç hafta süreyle her gün 1 tablet ilaç alınır, dördüncü hafta ilaç kullanılmaz, adet kanamasının olması beklenir. 28 tabletlik kutularda, son 7 tablet etkisiz madde içerir. Bu dönemde kanama olur. Bu şekilde ilaç her gün kullandırılarak, ilaç kullanma alışkanlığının bozulmaması ve 2. kutuya başlamanın unutulmaması amaçlanmıştır.

Avantajları:

· Adetler daha düzenli, kanama miktarı daha az, adet sırasındaki ağrılar ve adet öncesi gerginlik daha az olur.
· İlaç bırakıldığında etkisi de biter. Kalıcı kısırlığa neden olduğu bilinmemektedir.
· Operasyon veya herhangi bir müdahale gerektirmez.
· Rahim ve yumurtalık kanseri riskini % 50 azaltmaktadır. Ayrıca kansızlık, selim meme hastalıkları, yumurtalık kistleri, dış gebelik ihtimallerini de azalttığı tespit edilmiştir.

Dezavantajları:

· Doğum kontrol haplarının bazı durumlarda kullanılmaları risklidir. Gebelik sırasında, karaciğer hastalıklarında, kan yağları yüksekliğinde, kontrolsüz tansiyon yüksekliğinde, şeker hastalığında, damar hastalıklarında, pıhtılaşma bozukluklarında, koroner hastalıklarında migren tipi baş ağrılarında, depresyonda, çok sigara içenlerde ve östrojenle ilişkili kanserlerde kullanılmamalıdır.
· Kullananlarda bulantı hissi, kilo alma, halsizlik, kırgınlık ve algılama bozuklukları daha fazla görülmektedir.
· Rahim boynu ve meme kanseri riskinde artma olduğu öne sürülmüşse de bu yönde bilimsel bulgular mevcut değildir.

Deri Altına Uygulanan İmplantlar (Norplant)

Doğum kontrol haplarının sürekli kullanılma zorunluluğunu ortadan kaldırmak için uzun etkili hormonal ilaçlar geliştirilmiştir. Bunlardan en önemlisi sentetik progesteron içeren silikon kapsüller ihtiva eden norplanttır. Bunlar cilt altına, basit bir cerrahi müdahale ile yerleştirilmektedir. Yerleştirildikten sonra, kapsüllerin içindeki etken madde yavaş yavaş kana karışmakta ve böylece 5-10 yıl etkili doğum kontrolü sağlanabilmektedir.

Etki mekanizması, doğum kontrol haplarında olduğu gibidir. Daha ziyade, rahmi yuvalanmaya elverişsiz hale getirmekte ve rahim boynundaki mukusu kalınlaştırarak, spermlerin yukarı geçişini engellemektedir.

Kadını sürekli ilaç kullanma zorluğundan kurtarması tercih sebebidir. Bu ilaçlarda da doğum kontrol haplarındaki dezavantajlar mevcuttur. Ayrıca, düzensiz kanamalar ve buna bağlı kansızlık ihtimali çok daha fazladır.

Enjeksiyon Yöntemleri

Enjeksiyon şeklinde kullanılan hormonal ilaçların kadın ve erkek için geliştirilmiş formları mevcuttur. Bu ilaçlar da uzun etkilidir.

Depo-Provera

Üç ayda bir iğne şeklinde kullanılan bu ilaç da progesteron içerir. Etki mekanizması ve yan etkileri doğum kontrol haplarında olduğu gibidir. Norplanttaki gibi cerrahi işlem gerektirmemesi avantajdır. Bu ilaç da diğerlerinde olduğu gibi hamilelik ihtimali olanlarda kesinlikle kullanılmamalıdır.

Testosteron

Erkeklik hormonu olarak bilinen testosteron yüksek dozda verildiğinde, beyinden salgılanan ve sperm üretimini sağlayan hormonları baskılamakta ve dolayısıyla sperm üretimini durdurmaktadır. Üç haftada bir enjeksiyon şeklinde kullanılır. Testosteron içeren ilaçlar sadece erkeklerde kullanılmaktadır. Bu ilaçların prostat kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir. Ayrıca kan yağlarında dengeyi bozarak bununla ilgili kalp ve damar hastalıkları için risk oluşturur.

BARİYER METOTLARI

Spermin yumurtaya erişmesini engelleyen metotlardır. Bariyer metotları olarak, erkekler için prezervatif, kadınlar için de diyafram kullanılmaktadır. Sperm etkisizleştiren krem ve köpükler de bu gurupta sayılmaktadır.

Prezervatif (Condom)

Pratik, yan etkisi hemen hemen olmayan doğum kontrol yöntemidir. Penis şekline uygun olarak yapılmış çok ince lastik kılıflardır. İlişki sırasında penis üzerine geçirilerek kullanılır. Özellikle gençler arasında kullanımı çok yaygındır.

Avantajları:

· Doğum kontrolü yanında cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada da etkilidir.
· Döllenmeden önceki aşamalara etki ederek gebeliği önlemesi, moral değerlere uygunluk oluşturur. Bu özellik prezervatifin kabul edilirliğini arttırmaktadır.

Dezavantajları:

· Her cinsel ilişkide kullanılması zorunludur.
· Bedensel yakınlık ve bununla ilgili hazzı etkileyebilirler.

Prezervatifler, uygun kullanıldığında başarısızlık ihtimali %3-4’tür. Sperm öldürücü kremlerle beraber kullanılışı etkinliğini arttırır. Başarısızlık daha çok kullanma hataları nedeniyle ortaya çıkmaktadır.

· Cinsel ilişkiden sonra, çıkartılırken meninin vaginaya bulaştırılması başarısızlıkta en sık nedendir. Bunun için, boşalmayı müteakip sertlik kaybolmadan önce penis geri çekilmeli ve bu sırada prezervatifin çıkmamasına dikkat edilmelidir.

· Prezervatifin delinme ihtimali, düşük de olsa söz konusudur. Takma sırasında prezervatif tırnakla delinebilir. Eski tarihli, deforme olmuş prezervatifler dayanıklılığını kaybettiklerinden kolayca yırtılabilirler. Güneşte kalmış prezervatifler de dayanıksızdır. Prezervatifler bir kez kullanım için hazırlanmıştır. Birden fazla kullanımı dayanıklılığını azaltır. Kayganlaştırıcı olarak kullanılan bazı kremler lastiği eritebilir veya zayıflatabilir. Özellikle, vazelin, mineral ve sebze yağlarından yapılmış kayganlaştırıcılar lastiğe zarar verir. Su bazlı kayganlaştırıcılar kullanılmalıdır.

· Prezervatifin geç takılması da başarısızlığın önemli nedenlerinden biridir. Bazıları prezervatifi ilişkinin sonuna yakın takmayı tercih ederler. Bu uygulama, ilişki sırasında boşalmasını kontrol edemeyen erkekler için risklidir. Ayrıca, boşalmadan önceki dönemde oluşan akıntının (mezi) içinde bulunabilen spermler istenmeyen gebeliklere neden olabilir.

Diyafram

Cinsel ilişkide rahim ağzına yerleştirilerek kullanılan elastik bariyerlerdir. Spermin rahim içine geçişini önleyerek etkili olmaktadırlar.

Diyafram cinsel ilişkiden önce rahim ağzına yerleştirilmeli ve cinsel ilişkiden sonra en az 8 saat yerinde bırakılmalıdır. Sperm öldürücü krem veya köpük gibi maddelerle beraber kullanılması etkinliğini arttırdığından birlikte kullanılmaları önerilmektedir.
Başarılı olması için, diyaframın uygun seçilmesi ve doğru bir biçimde kullanılması gerekir. Diyaframı ilk kez kullananlarda 1 yıl içindeki hamilelik ihtimali %21 iken, diyaframı daha uygun kullanan tecrübelilerde ise bu oran %6’ya düşmektedir. Bu nedenle, diyafram ve benzeri bariyer doğum kontrol malzemelerini seçerken doktorun tavsiyesine uyulmalıdır. Çünkü, diyaframın rahim ağzını kapatabilmesi için boyutları rahim ağzına uygun olmalıdır. Rahim ağzının boyutlarını da ancak doktor belirleyebilir.

Sperm Etkisizleştirici Maddeler

Spermi etkisizleştirerek veya öldürerek doğum kontrolü sağlayan bazı maddeler krem, köpük, fitil haline getirilerek kullanıma sunulmuştur. Bunların, her cinsel ilişki başında vagina içerisine uygulanması gerekmektedir. Tek başına kullanıldığında; bir yıl içinde yöntemi kullanan çiftlerde %21 oranında hamilelik görülmektedir. Bu nedenle prezervatif veya kadın diyaframı gibi diğer metotlarla beraber kullanılması önerilmelidir.

RAHİM İÇİ ARAÇLAR (RİA)

Rahim içine yerleştirilen, “T” veya “7” şeklinde, plastik veya metalden (bakır) yapılmış doğum kontrol araçlarıdır. Rahim içi araçların, özelliklerine göre etkili olma süreleri değişiktir. Progesteron hormonu salgılayan tiplerin yılda bir kez, bakırlı olanların ise 3-4 yılda bir kez değiştirilmeleri gerekir. Plastik olanlar daha uzun süre etkili olabilmektedir. Rahim içi araçlar, doğu ve üçüncü dünya ülkelerinde daha sıklıkla kullanılmaktadır. Kullanılan rahim içi aracın tipiyle doğum kontrol etkinliği arsında önemli bir ilişki yoktur. Bunların bir yıllık kullanımda başarısızlık ihtimali %1-3’tür.

Etki mekanizması:

· Araç rahim içine yerleştirildiğinde doku reaksiyonu oluşturarak, vücut savunma hücrelerinin bölgeye gelişine neden olur. Bu hücreler ve bunların salgıladıkları enzimler spermlere veya embriyo safhasındaki döllenmiş yumurtaya zarar verir. Böylece ilk planda spermleri etkisizleştiren rahim içi araçlar, ikinci planda da döllenmiş yumurtanın rahim içine yuvalanmasına engel olurlar.
· Progesteron salgılayan araçlar, yukarıdaki mekanizmaya ilaveten, rahim ağzındaki salgıyı kalınlaştırarak spermlerin yukarı geçişine mani olurlar.

Dezavantajları:

· Adet kanamalarının miktar ve süresini uzatmak, ağrı ve kramp oluşturmak gibi yan etkileri vardır. Bu yüzden ilk yıl araçların % 15’i, ikinci yıl %7’si çıkartılmak zorunda kalınmaktadır.
· Rahim içi araçların kendiliğinden dışarı atılma ihtimalleri söz konusudur. İki yıl içinde bu ihtimal %10’dur. Bazı kadınlar, aracın düştüğünü fark etmezler, ki bu durum istenmeyen gebeliklere sebep olabilir.
· Rahimin delinme ihtimali az da olsa mevcuttur. Bu ihtimal % 0.1 kadar olup daha çok takılma sırasında meydana gelir. Bu şekilde karın içine kaçan araç, ameliyatla çıkartılmak zorundadır.
· Rahim içinde ve tüplerde iltihaplanmaya neden olabilirler. Tüplerde iltihaplanma, rahim içi araç kullananlarda, kullanmayanlara göre üç kat fazla görülmektedir.
· Rahim içi araç takılı olmasına rağmen, gebelik ihtimali azdır. Ancak, böyle bir durumda gebeliğin devamı hakkında karar vermek önemlidir. Rahim içi araçlarla beraber oluşan gebeliklerde dış gebeliğe maruz kalma oranı normale göre 10 kat daha fazladır. Ayrıca bu gebeliklerde düşük ihtimali %58 kadar yüksektir. Ancak. bu şekilde doğan çocuklarda anomali ihtimali, normalde olduğu kadardır.

Avantajları:

· Doğum kontrolü hapları gibi her gün ilaç almak, prezervatif ve azil gibi her cinsel ilişkide doğum kontrolü yönünden duyarlı ve aktif olma zorunluluğu yoktur. Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmaz, eşler rahat davranabilirler. Bir kez takıldıktan sonra, kontrol zamanına kadar etkili bir doğum kontrolü sağlanır.
· Çıkartıldıktan sonra kalıcı bir kısırlığa neden olmaz.

DOĞAL METOTLAR

Kadın periyodunda, hamilelik ihtimali olan günlerde (yumurtalama günlerinde) cinsel ilişkiden kaçınılması veya cinsel ilişkide erkeğin vagina içine boşalmaması (azil) şeklinde uygulanan doğum kontrolüne doğal metotlar denilmektedir. Doğal yöntemlerin başarısı, kadın periyodunun özelliklerine ve kişilerin kendilerini kontrol etme kabiliyetlerine bağlıdır. Bu nedenle bu metotların başarısı değişkendir. Ancak, prezervatifle beraber doğal metotlar, yan etki bakımından en güvenilir doğum kontrol yöntemleridir.

Takvim Yöntemi (Ritm Yöntemi)

Kadında hamilelik ihtimali olan günler; yumurtalamanın olduğu günlerdir. Yumurtalamadan sonra yumurta ancak 1-2 gün canlılığını sürdürebilir. Döllenme oluşması için, yumurta hücresi ile sperm bu süre içinde birbirleriyle buluşmalıdır. Bu süre içinde cinsel ilişkide bulunulmaması halinde hamilelik oluşmaz. Ancak sperm, rahim ağzında (serviks) birkaç gün canlılığını koruyabildiğinden yumurtalamadan önceki ve sonraki 2-3 gün hamilelik ihtimali olan günlerdir.

Takvim yönteminin başarısı için kadının adetleri düzenli olmalı, yumurtalama günü doğru hesaplanmalıdır. Ayrıca hamilelik ihtimali olan günlerdeki cinsel ilişki yasağına titiz bir şekilde uyulmalı veya bu günlerdeki cinsel ilişkilerde prezervatif gibi başka bir doğum kontrol yöntemi uygulanmalıdır. Hesap hataları ve yasak ihlalleri nedeniyle bu yöntemi kullananlarda %20 oranında başarısızlık görülebilmektedir.

Azil (Dışarıya Boşalma)

Cinsel ilişkide vagina dışına boşalma (azil, coitus interruptus) doğum kontrolünün bilinen en eski yöntemidir. Günümüzde de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Azil yöntemi ile doğum kontrolü uygulayanlarda istenmeyen gebeliklerin oluşma ihtimali diğer yöntemlere göre daha fazladır.

· Yöntemin etkinliği erkeğin doğum kontrolü için istekliliğine, iradesine ve kendini kontrol kabiliyetine bağlıdır. Bu hususlardaki yetersizlikler, yöntemin başarısızlığının en büyük nedenidir.
· Boşalma öncesindeki akıntıda (mezi) sperm bulunma ihtimali az da olsa mevcuttur. Bu durum istenmeyen gebeliklere neden olabilir. Ancak bu ihtimal çok düşüktür.

Avantajları:

· Döllenmeden önceki safhada etkili doğum kontrol yöntemi olduğundan moral değerlerle çelişki oluşturmaz.
· Her hangi bir yan etkisi yoktur.
· Cinsel ilişkiden önce hazır bulundurulması gereken malzeme veya kullanılması gereken ilaç yoktur.

Dezavantajları:

· Başarısı kişiye bağımlı olması nedeniyle düşüktür.
· Haz duyusunun en yüksek olduğu dönemde cinselliği kesintiye uğratır. Bu durum hem erkek hem de kadın üzerinde olumsuzluklar oluşturabilir.
· Eşinin kendini kontrol kabiliyetine ve doğum kontrolünde istekliliğine güvenemeyen kadınlar ilişki sırasında hamilelik korkusu taşırlar. Bu durumda, kadın kendini rahat hissedemez. Sonuçta kadında cinsel uyarılma ve orgazm bozukluğu ihtimali yüksektir.

Emzirme

Doğumdan sonraki emzirme döneminde, beyinden salgılanan süt ile alakalı hormonlar aynı zamanda yumurtalamayı da engeller. Bu dönemde hamilelik oluşmaz. Ancak ne kadar süre yumurtalama olmayacağını bilmek zordur. Tahminen 6-12 ay sürebilir. Emzirmenin yumurtalamayı önlemesi için sık aralıklı ve uzun süreli olması gerekir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

previous
Kadın Cinsel Organı

Notice: Trying to access array offset on value of type bool in /home/ihsankaraman/public_html/wp-content/themes/celeste/views/prev_next.php on line 36
next
Cinsel Hastalıklar