(Amerika’nın Afganistan saldırısına farklı bir bakış!)
John Pilger’in “This war is a fraud” yazisinin cevirisi asagida.
John Pilger’in kim oldugunu bilmeyenler icin kisa bir bilgi:
John Pilger odullu bir gazeteci ve film yonetmeni. Kambocyadaki soykirimi aciga cikarmasi ile taniniyor. Orta dogu, Asya ve guney afrika’dan savas haberleri bildirdi. Ayrica, cogu yakin savaslarin adeletsizliklerini vurgulayan 15’in uzerinde belgesel cekti. Son arastirmasi ‘Dunyanin Yeni Hakimleri’ (The New Rulers of the World’) adini tasiyor ve kuresellesme sorununu ele aliyor.
BU SAVAS HILELI
John Pilger
Terore karsi yurutulen bu savas hileli. Uc haftadir suren bombalamanin ardindan Amerika’ya saldiriyi duzenleyen teroristlerden bir teki bile ne yakalandi ne de olduruldu. Bunun yerine, dunyanin en yoksul, en cok aci ceken uluslarindan biri, en guclu ulus tarafindan teror saldirilarina ugradi. Amerikan pilotlari supheli “askeri” hedefleri sasirip, evleri, bir hastaneyi, Kizilhac depolarini ve gocmenleri tasiyan kamyonlari vurmaya basladi. New Yorktaki vahset goruntulerinin aksine, bu terorun goruntulerini hic gormuyoruz. Ayrica Tony Blair bize cocuklarin vahsice oldurulmesinin Osame Bin Laden’le ne ilgisi oldugunu aciklamak zorunda. Ve neden misket bombalar kullaniliyor? Ingiliz halki RAF’in da kullandigi bu bombalar hakkinda bilgilenmelidir. Yuzlerce bomba atıyorlar, bunun tek amaci var; insanlari oldurmek ve sakatlamak. Patlamayan bombalar, yerde mayin gibi uzerlerine basacak insanlari bekliyor. Eger ozel olarak terrorist saldirilar icin tasarlanmis bir silah varsa o da misket silahlaridir. Baska ülkelerde Amerikanin misket silahlarinin kurbanlarini gordum. Ornegin, bombalardan birini yerden kaldiran bir Laoslu cocugun sag bacagi ve yuzu parcalanmisti. Emin olun ki bunun aynisi su anda Afganistanda sizin adiniza yapiliyor.
11 Eylul vahsetinde dogrudan yer alanlarin hicbiri Afgan degildi. Cogu Suudiydi ve saldiri planlarini Almanya ve Amerikada hazirlamislar ve egitimlerini de orada almislardi. Talibanin Bin Laden’e kullanmasi icin verdigi kamplar haftalarca once bosaltildi. Ustelik, Taliban’in kendisi Amerika ve ingiltere’nin eseri. Taliban’ı olusturan ordu (tribal army) 1980 lerde CIA tarafindan finanse edildi ve Ruslara karsi savasmalari icin SAS tarafindan egitildi. Ikiyuzluluk bununla da kalmiyor. Taliban 1996’da Kabil’i aldiginda Washington sessiz kaldi. Neden? Cunku o sirada Talibanin liderleri petrol sirketi Unocal tarafindan eglendirilmek icin Houston, Texas’a dogru gidiyorlardi. Amerika orta asyadan afganistan uzerinden gececek bir dogalgaz boru hatti kurmak istiyordu. Amerikan hukumetinin gizli onayiyla, Unocol sirketi Taliban liderlerine bu boru hattindan pompalanacak petrol ve dogal gazdan elde edilecek kardan comert bir pay onerdi.
Amerikali bir diplomat soyle demisti: “Taliban sanirim Suudilerin gelistigi gibi gelisecek” Afganistanin batinin muazzam karlar elde edecegi, demokrasinin olmadigi ve kadinlara zulmun yasal oldugu bir amerikan petrol somurgesi olacagini aciklamisti. ‘Bununla yasayabiliriz’ diye de eklemisti. Anlasma her ne kadar yapilmadiysa da, petrol endustrisiyle beslenen George W.Bush yonetiminin en acil oncelikleri
arasinda kaldi.
Bush’un gizli gundeminde korfez havzasindaki petrol ve havagazi rezervlerini havaya ucurmak var. Dunyadaki kullanilmamis en buyuk fosil yakit kaynagi. Bir tahmine gore amerikanin doymak bilmez enerji ihtiyacini bir kusak boyunca karsilamaya yetecek kadar. Eger boru hatti afganistan uzerinden gecerse, Amerikalilar onu kontrol edebileceklerini umuyorlar. Bu nedenle, Amerikan Disisleri Bakani Colin Powell’in Afganistanda amerikanin sponsorlugunda olusturulacak serbest federasyona ‘ilimli’ taliban uyelerinin de katilmasindan bahsetmesi sasirtici degil. “Terore karsi savas” bunu ortbas etmek icindir: buyuk gucun bayrak sallayan dis gorunusunun arkasinda yatan amerikan stratejik amaclarini gerceklestirmenin bir yolu.
Kirli isi yapacak Kraliyet Denizcileri Washington’un imparatorluk hirsini gerceklestirecek parali askerler olmaktan oteye gidemeyecek. Blair’in siradisi iddialarindan ise bahsetmeye gerek yok. Bush’un savas sacmaliklariyla omuz omuza Ingiltereyi terorizmin hedefi yapti. Simdi de hedeflerin cok belirsiz oldugu bir savas alanina birlikleri gondermeye hazirlaniyor. Savunma Bakani bile savasin 50
yil surebilecegini soyluyor.
Bu sorumsuzluk nefes kesiyor; Pakistan uzerindeki baski tek basina Hint anakarasinda esi gorulmemis bir krizi atesleyebilir. Pek cok savasi bildirmeme ragmen, kendisi bir Taliban kazini yuhalamayacak eski kafali politikacilarin genc askerlere veda etme heveslerindeki sacmalik beni hep sarsmistir.
Savas gemisi gunlerinde, somurgeci liderlerimiz vahsetlerini eylemlerinin “ahlaki” olmasinin arkasina sakladi. Blair daha farkli degil. Tipki onlar gibi, secici ahlaki yuzunden en temel gercegi goz ardi ediyor. 11 Eylulde Amerikada masum insanlarin oldurulmesinin hic bir hakli gerekcesi olamayacagi gibi baska hic bir yerde de masum insanlarin oldurulmesinin hakli bir gerekcesi olamaz. Afganistandaki masum insanlari oldurerek, Blair ve Bush New Yorktaki zalim sucla ayni seviyeye inmis oluyor. Bombaladiktan sonra, “hatalar” ve “gaflar” bahane. Cinayet cinayettir, bir ucakla bir binaya carpsaniz da, Oval Ofis ve Downing caddesinden gizlice emir verseniz de.
Eger Blair gercekten her tur terorizme karsi olsaydi, Ingilterenin silah ticaretinden cekilmesini saglardi. Ikiz kulelerin saldiriya ugradigi gun, Londranin dok alanlarinda Blair hukumetinin tam destegiyle zalimlere ve insan haklarini ihlal edenlere misket bombalari ve fuzeler gibi teror silahlari satmak icin bir silah fuari acildi. Ingilterenin en buyuk silah musterisi kafirlerin kafasini ucuran ve talibanin dini fanatizmini yaratan Suudi rejimidir.
Eger Blair gercekten “ingilterenin ahlakli karakterini” gostermek isteseydi, dunyanin buyuk ve hakli bir keder ve ofkenin oldugu yerlerindeki siddet tehdidini yoketmek icin elinden gelen herseyi yapardi. Jestlerden daha fazlasini yapardi, Ingilterenin daimi uye oldugu Guvenlik konseyinin emrettigi gibi Israilin Filistini gayrimesru isgalinin sona ermesini ve 1967 savasindan onceki sinirlarina geri çekilmesini talep ederdi. 5 yasin altindaki yarim milyon cocugun olumune yol acan ve irakli insanlarin on yildan fazla zamandir aci cekmelerine neden olan birlesmis milletlerin, daha dogrusu amerika ve ingilterenin, uyguladigi soykirim ablukasina son verirdi. Bu her ay dunya ticaret merkezinde oldurulen insanlardan daha cok sayida cocugun olmesi demek. Washington’un Iraktaki savasini genisletecegine dair isaretler var. Cogumuz henuz bilmiyor olsak da her gun RAF ve Amerikan jetleri Irak’ı bombaliyor. Gazetelerde yok. TV haberlerinde sozu edilmiyor. Bu teror 2.dunya savasindan beri en uzun suren
anglo-amerikan bombalama kampanyasidir.
Wall Street gazetesi Amerika ve Ingilterenin irakta “cok az sayida hedef kalmasindan” oturu bir “ikileme” dustuklerini raporladi. Bir amerikan yetkilisi “son binanin da uzerindeyiz” demisti. Bu iki yil onceydi ve hala bombaliyorlar. Ingiliz vergi mukellefine bunun maliyeti simdiye dek 800 £. BM’nin uluslararasi bir raporuna gore, bes ayda olenlerin %41’ini siviller olusturuyor. Kuzey irakta kocasi ve dort cocugu raporda listenen oluler arasinda olan bir kadinla tanistim. Kocasi bir cobandi. Iki ucak onlara saldirdiginda, yasli babasi ve cocuklariyla koyunlarini guduyordu. Aciklik bir vadideydiler ve etrafta hicbir askeri hedef yoktu. Dul kadin ailesinin mezarinin basinda “Bunu yapan pilotu gormek isterdim” demisti. Onlar icin St Paul Cathedralinde kralicenin katildigi bir ayin ya da Paul Mccartneyli bir rock konseri yoktu. Iraklilarin,filistinlilerin ve afganlarin trajedisi bati medyasinin cogunda cikan karikaturlerinin tam tersi olan bir gercek.
Orta dogunun ve guney asyanin muslumanlari, dunya teroristleri olmaktan ziyade bu terorun kurbani oldular. Batinin ulkelerindeki veya ulkelerinin yakinindaki degerli dogal kaynaklari kullanma arzusunun kurbani. Terore karsi yurutulen savas yok. Eger olsaydi, Kraliyet Denizcileri ve SAS, CIA’in fonladigi teroristlerin, eski Latin Amerikali diktatorlerin ve iskencecilerin barindigi Florida kumsallarina saldirirdi. Halbuki, yeni bahaneler, yeni gizli gundemler ve yeni yalanlarla suregelen guclunun gucsuz karsisindaki savasi var. Baska bir cocuk daha vahsice oldurulmeden ya da sessizce acliktan olmeden, batida ve doguda yeni fanatikler yaratilmadan, Ingilteredeki insanlarin seslerini yukseltmesinin ve bu hileli savasa dur demelerinin tam zamanidir. Cesur, yaratici, siddet karsiti gercek politik cesaret gerektiren insiyatifler talep etmelisiniz.
Gecen gun, Dunya ticaret merkezinde olen genç bir adam olan Greg Rodriguez’in ailesi soyle demisti: “Hukumetin vahsi bir oc alma yolunda ilerledigini farketmek icin yeterince haber okuduk, uzak topraklarda ogullar, kizlar, aileler, arkadaslar oluyor, aci cekiyor ve bize karsi daha cok kin besliyor. Bu gidilecek yol degil…Oglumuzun adina degil.”